DÜNYADA İLKLERİ BAŞARMIŞ TÜRK KADINLARI

İLKLERİ BAŞARMIŞ TÜRK KADINLARI

İLKLERİ BAŞARMIŞ TÜRK KADINLARI

Hayatın pek çok alanında kadınların erkeklere kıyasla çok daha fazla mücadele verdiğini ya da vermek zorunda kaldığını hepimiz biliyoruz. Bitmek bilmeyen bu mücadelenin sonucunda kadınlar, geçmişten günümüze imkânsız denen pek çok şeyi başararak havacılıktan siyasete erkeklerin egemen olduğu pek çok alanda kendilerini göstermeye çalışıyor. Bu konuda Türk kadınlarının başarıları da hiç yabana atılacak gibi değil. 8 Mart vesilesiyle hem göğsümüzü kabartan hem de tüm kalıp yargılara meydan okuyan bu güçlü, akıllı ve başarılı kadınları analım istedik...

Erkekler dünyasına meydan okuyan kadınlar

Erkekler dünyasına meydan okuyan kadınlar

Bazı işler var ki toplumda sadece erkeklerin yapabileceği, kadınların gücünün yetmeyeceği yönünde bir algı yaratıyor. Örneğin, kadın bir marangoz ya da kadın bir taksi şoförü görüldüğünde, herkes dönüp iki defa bakıyor. İlk Türk kadın pilot olan Bedriye Tahir Gökmen de havacılığa karşı ilgisi sebebiyle önceleri çokça tepki almıştı. Fakat bu tutkusundan asla vazgeçmeyen Gökmen, karşı karşıya kaldığı tepkilere, engellemelere ve hatta uygulanan cezalara rağmen direndi ve bugün tarihin en güçlü kadınları arasında anılıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi evladı Sabiha Gökçen’in hikayesi de benzer bir çizgiye sahip. Gökçen, bugün ilk Türk kadın savaş pilotu olarak biliniyor. 1996 yılında Amerika’da düzenlenen Kartallar Toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri aynı zamanda. Üstelik bu ödüle layık görülen ilk kadın havacı... Hayatı boyunca 8 bin saat civarında uçuş gerçekleştiren Gökçen’in hakkında yazılmış Göklerin Kızı Sabiha Gökçen kitabı Türkiye tarihinde yeri doldurulamaz bir değerin hayatını anlatıyor.

İlk kadın cerrah Safiye Ali ise Robert Koleji’ndeki eğitiminin ardından Almanya’da tıp eğitimi almış, sonra yurda dönmüş. Başlangıçta kadın olduğu için muayenehanesini kimsenin ziyaret etmediği Ali, kadın ve çocuk sağlığı konusunda imza attığı başarılı işlerle adını tarihe yazdırdı.

Yine erkekler ile özdeşleştirilen meslekler grubunda bir ilke imza atan ilk Türk kadın bakan ise 1971 senesinde Sağlık Bakanı olarak görev yapan Türkan Akyol. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın üniversite rektörü unvanına sahip Akyol, 50. hükümet döneminde görev aldı. Bu hükümetin kurucusu ise Türkiye’nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller’di.

Daha da eskiye gidersek Türkiye’nin ilk kadın hükümdarı Tomris Hatun ile karşılaşmak mümkün. Peçenek Türklerinden olan Tomris Hatun, MÖ 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen, cesareti ve başarılarıyla adını tarihe yazdırmış bir Saka kraliçesi.

Hukuk fakültesine başvuran ilk kadın öğrenci olan ve hukuk fakültelerinin kadın öğrencilere de açılmasına öncülük eden ilk Türk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu ise fakülteden mezun olduktan sonra Ankara’da Şurayı Devlet Tanzimat Dairesi’nde çalıştı. Aynı zamanda ilk kadın hakları savunucularından olan Ağaoğlu, anılarını anlattığı Bir Ömür Böyle Geçti kitabında bir kadının yemek yediğinin hiç görülmediği Ankara’daki İstanbul Lokantası’nda yemek yiyen ilk kadın olduğunu da anlatarak dönemin şartlarını resmediyor.

Feriha Sanerk 1941 senesinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne giren ilk kadın öğrenci olarak biliniyor. Uzun yıllar kadın olduğu için ataması geciktirilen Sanerk, Türkiye’nin ilk kadın emniyet müdürü olarak da tarihteki yerini almış durumda.

Sadece erkekler ile özdeşleştirilen futbolda da öncü kadınlardan söz etmek mümkün. Bunlardan ilk akla gelen ise aynı zamanda Avrupa’nın ilk FIFA kokartlı kadın hakemi olan Lale Orta. Genç dağcı Eylem Elif Maviş ise dünyanın en yüksek noktası Everest’e tırmanan ilk Türk kadın unvanının sahibi.

Bilim ve sanat dünyasında kadınlar

Kadın bilim insanları sadece dünyanın başka ülkelerinden değil Türkiye topraklarından da çıkmış ve bu kadınlar bilim dünyasına büyük katkılar sağlamışlar. Buluşlarıyla tıp dünyasına yön veren Türk bilim kadınları arasında Özlem Türeci kanser alanında 20 yılı geçkin süredir araştırmalar yapıyor ve bu alanda pek çok ödüle sahip. ABD’de, Baylor College of Medicine’de Kardiyoloji Bölümü’nde profesör olan Biykem Bozkurt ise aynı zamanda aynı üniversitenin Kalp Yetmezliği Araştırma Kışlar Merkezi İç Hastalıkları Mary ve Gordon Cain Başkanlığı görevini üstlenmiş durumda. 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’ne layık görülen Yasemin Alana çekinik gen alanında iki yeni geni bilim dünyasına tanıtmakla kalmayıp 2011'de Çocuk Genetik Hastalıkları’nın Türkiye’de ilk defa Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığı sonrası üst ihtisas olarak kabul edilmesini sağladı.

Bilim ve sanat dünyasında kadınlar

Kriminoloji alanında yaptığı çalışmalar ile Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyuran Sevil Atasoy ise olay yeri inceleme, kriminal laboratuvarların gelişmesi ve DNA analizlerine katkısı nedeniyle ulusal ve uluslararası pek ödüle sahip. Kusursuz Cinayet Yoktur gibi alana dair kitaplar da kaleme alınan Atasoy, bugün Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyesi olan ilk Türk kadın olarak biliniyor.

İlk Türk kadın tiyatrocu unvanına sahip isim Afife Jale, 1923 senesinde Atatürk’ün Müslüman kadınların sahneye çıkmasına dair yasağı kaldırması ile tiyatro sahnesine çıktı. Bugün ülkemizin en prestijli tiyatro ödüllerinin adına verildiği Jale, aynı zamanda Türk kadının en güçlü sesi kabul ediliyor. Bu yolda zorlu aşamalardan geçse de tiyatroya olan aşkı ile asla pes etmeyen oyuncu, sadece İstanbul ile sınırlı kalmayıp alanında ilk olmanın gururu ve cesaretiyle Türkiye’de de turnelere çıktı.

İlk Türk kadın yazar Fatma Aliye Hanım ise Ahmet Mithad Efendi’nin öğrencisi olup Muhaderat romanında kadının toplumdaki yeri meselesine değindi. Fatma Aliye’nin doğumundan edebiyat âlemine girişine kadar olan süreçteki gelişimini adım adım izleyen Fatma Aliye Hanım eserinde, Ahmet Mithat’ın verdiği biyografik bilgilere ek olarak Fatma Aliye’nin hatıralarını anlattığı mektuplar da yer tutuyor.

İlk kadın opera sanatçısı Semiha Berksoy, devlet bursu ile Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü’nde aldığı eğitimi birincilikle bitirdi. Opera kariyerine 1934’te başlayan Semiha Berksoy Türkiye, Almanya ve Portekiz’de sahneye çıktı. Berksoy’un ayrıca Fikret Mualla ile mektuplaşmalarından oluşan İki Aykırının Mektupları kitabı bulunuyor.

Kadınlar Gününe Özel Kitaplar