Satışın 10 Altın Kuralı

Satışın 10 altın kuralı aslında sadece satış üzerine yoğunlaşılmış bir kitap değil. Bu kitabı okuyanlar aynı zamanda adab-ı muaşereti, medeni bir insanın yapması gerekenleri, hayatta karşınıza çıkacak zorlukların ne kadar kolay aşılabileceğini ve daima pozitif bir insan karakteri çizerek zorlukların rahatça aşılabileceğini gösteriyor. Taner Özdeş’in yaşanmış, gerçek hayat tecrübelerini paylaştığı bu kitabı okurken sanki o tecrübeyi kendiniz kazanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Kitapta çoğu örneklerde geçen Satışçı – Müşteri yerlerine başka kişiler koyarak okuyabilirsiniz. Satışçı yerinde kendinizi koyun Müşteri yerine eşinizi, dostunuzu, akrabanızı veya babanızı koyun…  Demek istediğim satış yapmanın temelinin ikili ilişkiler ve karşılıklı güven üzerine kurulu olduğundan, müşteri yerine koyacağınız kişilerlede bu güven ve ilişkiniz kadar yakınsınız demektir. Samimiyet yoksa satışta, ilişki de yoktur…

Bu kitabı hem bir satışçı olmak için hemde bir özgüven tazeleme ihtiyacı doğduğunda bir ilk yardım çekici gibi kullanabilirsiniz. Konuşma, beden dili, karşınızdakinin psikolojik yapısını tespit etmeye kadar birçok detay hem teorik hem de yaşanmış bir tecrübe ile dile getirilmiş. Okurken çoğu zaman “Aaa evet bu benim başıma gelmişti ama ben böyle yapmamıştım diyeceksiniz”.  Dolayısıyla kitap bu yönüyle bir ayna görevinide üstlenmiştir. Yaptıklarınızı ve yapmadıklarını kendinize itiraf ettiriyor ve yine yukarıda söylediğim gibi samimi bir kitap olduğundan o tecrübeyi kendiniz yaşamış ve kazanmış gibi hissediyorsunuz.

Antalya'da bir kongre sonrası uçak saatim çok geç olduğu için D&R'da kitapları kurcalarken kişisel gelişim kitaplarına olan ilgimden dolayı o bölümde incelemeler yapıyordum...Kişisel gelişim kitabı seçerken öncelikle yazarın özgeçmişini okurum ve gerçekten bu kitabı yazabilecek durumda olup olmadığına kendimce karar verir ve alırım...Bir kere Satışın 10 Altın Kuralı çok iddalı bir isim olduğundan hemen dikkatimi çekti...Taner Özdeş daha önce duyduğum biri değildi ( büyük talihsizlik) fakat özgeçmişi öyle harikaydı ki hiç düşünmeden satın aldım...İzmir'e dönünceye kadar çoktan okumuştum ve uçaktan indiğimde sanki en büyük şirketlerin CEO'su gibi hissediyordum...10 kuralıda çok iyi yapabileceğime inanıyordum...En az 10 defa okudum...Her defasında başka bir bilgi edindim...Kitap üzerine aldığım küçük notlar , yıldız ve ünlem işaretleriyle dolmuştu...Ödünç kitap vermeyi severim ve bir çok kişiye bu kitabı ödünç verdim...Onlarda satın aldılar...Baş ucu kitabı derler ya ben avuç içi kitabı diyorum...Neden Mi? belki 3-4 yıl geçti ama hala elimden bırakmıyorum...